28 Haziran 2010 Pazartesi

One Love-Day One

Sevgili arkadaşım Rana (Aytek) aslında festivale dair söylenecek her şeyi söyledi kendi blogunda...
http://keyfinsani.blogspot.com/

ama ben kendi gözümden ne anladım bu festivalden, paylaşmak istiyorum.
Festival benim için biraz iş, biraz gözlemdi...

Kapıda takıldığım saatler boyunca erkeklerin 'indie' tarzını benimsediklerini keşfettim. %90'ı (gerçekten) düşük belli, paçalarına doğru iyice daralıp taytımsılaşan pantolonlar, zar gibi incecik tişörtler, altına da uzun ince sivri burunlu ayakkabılar... tabi bunları giyen erkekler genellikle 50 kg civarındaydı.

Kızlar genellikle mini şort veya elbiselerle tabiri caizse sere serpe alandaydı... hiç selülitlerinin olmaması ayrıca sinir bozucuydu. bacaklarını açma cesareti gösterenler dışındakileri kestiremiyorum tabi...

bir ara biletix kuyruğu o kadar uzadı ki insanlar alternatif giriş yöntemleri aramaya başladılar. etrafta hiç korsan biletçi olmayışı festivalin gurur kaynağı, sıradakilerinse mesanelerinin patlamasına neden olmuş olabilir.

Groove Armada ilk günün headliner'ıydı. ama bence şovuyla festivalin ilk gününde kalabalığı coşturan Fischerspooner oldu. Bir arkadaşımın "Mustafa Toplaoğlu'nun ecnebi versiyonu" olarak yorumladığı grubun sahneye çıkardığı hayranıyla beraber şarkı söylemesi herhalde hayran kadar o ana tanık olan herkesin hafızasına kazınmıştır.

haklarında yapılan spekülasyonların fos çıkması ayrıca sevindirici olan ve süperman tadındaki tişörtleriyle boy gösteren hayatiler her yerdeydi.

Saatler ilerledikçe sabah yeşil çimenlerin göründüğü yerlerde kol ve bacaklar, şapka ile güneşten sakınılmaya çalışan kafalar ve rengarenk giysileriyle binlerce festivalci vardı.

ben en son Muse'un gönlümü şenlendirdiği, gogol bordello'nun deliler gibi eğlendirdiği Rock'n Coke'a gitmiştim festivalci olarak. Tabi festivalin bitişi de başlayışı kadar olaylı oldu. sevgili coca cola'm, light kolasından sonra en sevdiğim (ya da bu sıra ters olabilir) ve kendisiyle özdeşleşen bu festivali bitirdi. Allahtan BKM var da doğru dürüst bir iki konser izleyebildik geçen senelerde...

Efes Pilsen One Love, bir rock festivali değil elbette. ama yazın aradığımız festival havasına dair eli yüzü düzgün sürdürülebilen tek iş... elektronik müziğe bayılmasanız da çok eğlenebileceğiniz, hatta fikrinizi değiştirebilecek bir festival. gelen sanatçıların kaşesi nedir bilemem, ama aldıkları her kuruşa değdiğine kalıbımı basarım...

ROck'n Dark, Blues Festival ve One Love... Bakıyorum da EFes Pilsen her telden çalıyor, oynatmasını da biliyor. Bir de bunların hepsini 1 yıla sığdırıyor. Bu ülkede İKSV dışında (ki İKSV kültür sanat vakfı sorumluluğuyla 30 küsur yıldır bu işi yapıyor) müziğin neredeyse her alanına el atan, yaptığı işi de doğru dürüst yapan şirketlerin sayısı artsa... Hayat daha güzel olmaz mıydı hmm, vapurlar felan???

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder